Çiftlerin doğurganlık kapasitelerini artırmak için uygulayabilecekleri bazı taktikler vardır. Bunlara doğurganlık ipuçları da diyebiliriz.

Bilinenin aksine, doğurganlık sadece dengeli beslenme ile halledilebilecek bir konu değildir. Spor yapma, çevredeki toksinlerden kaçınma ve seks sırasında en uygun pozisyonları bulma doğurganlık ipuçları arasında sayabileceğimiz diğer bazı önemli noktalardır.

Egzersiz

Düzenli olarak bir spor faaliyetinde bulunmak her iki eşin de doğurganlığı üzerinde olumlu etki yapabilir. Hafif dayanıklılık idmanları ve daha orta seviyeli atletik sporlar kan dolaşımınızı hızlandırarak, hormon üretiminizi düzenlemede yardımcı olabilir. Egzersiz endorfin seviyelerini artırarak, kendinizi daha mutlu ve güvenli hissetmenizi sağlar. Ve tabi ki, bazen kişinin doğurganlığını olumsuz etkileyen fazla kiloları vermenize yardımcı olur.

Spora nasıl başlanmalıdır?

Zamanının büyük bölümünü televizyon başında geçiren kişiler spora sıfırdan başlayıp doğurganlık potansiyellerini artırabilirler. Örneğin, tempolu yürüyüş, yavaş tempoda koşu veya haftada iki kez yüzme güzel bir başlangıç olabilir.

Günlük yaşamınızda bazı küçük değişiklikler yapmaya çalışın. Asansör yerine merdivenleri tercih edin, alışverişe giderken araba yerine bisikletinizi kullanın ve öğlen yemeği arasında kısa bir yürüyüş yapın.

Zamanla bu aktivitelerin ivme kazandığını ve bu küçük değişikliklerin hayatınız ve sağlığınız üzerinde pek çok olumlu etkisinin olduğunu göreceksiniz.

Egzersiz programının kişisel kapasiteniz ve ihtiyaçlarınıza uygun olarak hazırlanması çok önemlidir. Bu yüzden keyif aldığınız bir spor türünü kendinize uygun bir seviyede yapın.

Aşırı dayanıklılık sporlarında, yükselen vücut ısısı problem yaratabilir ve testislerdeki sperm üretimi sürecine engel olabilir. Testislerin vücuda doğru çok fazla bastırılmaması için çok sıkı olmayan rahat spor kıyafetlerinin giyilmesi önemlidir.

Erkekler bisiklet kullanırken çok sert ve dar sele kullanmaktan kaçınmalıdır.

Kilonuza dikkat edin

Vücut ağırlığı ERKEK doğurganlığını nasıl etkiler?

Vücut kitle indeksinin yüksek olması da erkek doğurganlığını olumsuz etkileyen bir faktördür. Vücut kitle indeksi normal olan erkeklerle karşılaştırıldığında, aşırı kilolu erkeklerde sperm sayısının (miktarının) ve sperm kalitesinin daha düşük olma olasılığı daha yüksektir1.

Bunun nedeni, hormon dengesizliği ve olumsuz etkilenen kan dolaşımı sonucunda üreme organlarına giden kan miktarında azalma olmasıdır.

Erkeklerde kilonun normalden düşük olması ise beslenme yetersizliği ile ilgilidir ve bu da önemli mikro-besinlerin eksikliği nedeniyle doğurganlık sorununa yol açma olasılığı yüksek bir unsurdur.

Vücut ağırlığı KADIN doğurganlığını nasıl etkiler?

Yapılan çalışmalarda, vücut kitle indeksi 30’dan yüksek olan kadınların vücut kitle indeksi 20 ile 25 arasında olan kadınlara göre anlamlı oranda daha sık kısırlık tedavisi gördüğü gösterilmiştir2. Bunun bir nedeni, obez kadınların polikistik over sendromundan (PCOS) daha yaygın olarak etkilenmesidir3.

Bu rahatsızlık, kadının yumurtalıklarında çok sayıda zararsız kist (suyla dolu kesecikler) bulunmasından kaynaklanır. Bu kistler yumurtanın çıkmasını engelleyerek, kadının yumurtlama yeteneğine zarar verebilmektedir. Ayrıca, örneğin kan şekerinin ani yükselmeleri sonucunda, kadının hormon dengesi bozulabilir.

Östrojen oluşumu sadece yumurtalıklarda değil, aynı zamanda adipoz (yağ dokusu) hücrelerinde gerçekleşir4. Bu nedenle, östrojenin yağ hücreleri yoluyla aşırı miktarda üretilmesi genel bir hormon dengesizliğine yol açabilir ve konu hakkında araştırma yapan bilim insanlarına göre bu durum kısırlığa katkı yapan bir faktör olabilir5.

Aşırı miktarda adipoz dokusu da rahim dahil tüm vücuttaki kan dolaşımını olumsuz etkiler. Bu durum hamile kalmaya çalışırken zararlı olabilir, çünkü hamileliği başlatmak için rahim bölgesinin bol miktarda besin maddesine ihtiyacı vardır.

Anoreksiya (Yeme bozukluğu)

Vücut kitle indeksinin 18’in altında olması da çocuk sahibi olmak isteyen çiftler için sorunlara yol açabilir.

Böyle bir durumda, kadının vücudu hamilelik için yeterli enerji rezervlerine sahip değildir6. Bunun sonucu olarak, vücut yumurta üretimi hızını yeniden ayarlayabileceği için, adet döngüleri tamamen kaybolabilir veya gecikmeli olabilir.

Düzenli egzersiz yoluyla normal bir vücut kitle indeksine ve uygun vücut yapısına sahip olmak, her iki eşin doğurganlığını artırmasına yardımcı olacaktır. Sadece çok az kilo fazlalığınız olsa bile, istatistiksel olarak çocuk sahibi olma şansınız artacaktır.

Hormon dengenizi bozabilecek ve önemli besin maddelerinin vücuda yetersiz oranda alınmasına neden olabilecek aşırı diyetlerden kaçının.

Amino asitler ve antioksidanlar erkek üremesini %400 artırabilir

Karma mikro-besinler kadar tek yüksek dozlu aminoasit rejimlerinin de semen kalitesini artırmada çok etkili olduğu kanıtlanmıştır. Amino asit L-Arginin, erkek doğurganlığını doğrudan etkileyebilir ve sperm miktarını ve morfolojisini (normal şekillerin yüzdesi) düzelterek doğurganlık oranını dört katına çıkarabilir, ki bu da Amerika’daki bazı çalışmalarda gösterilmiştir7, 8. Semenin temel bileşenleri olan poliamin spermin ve spermidin yüksek oranda Arginin içerir.

L-Arginin ayrıca çocuk sahibi olmak isteyen baba adayının ereksiyon fonksiyonunu ve genel sağlık durumunu düzelterek, erkek doğurganlığına dolaylı etkide bulunur. Arginin bazen erkek doğurganlığına yönelik gıda takviyelerine dahil edilmektedir.

Bir zincir ancak en zayıf halkası kadar güçlüdür, bu yüzden doğum uzmanları genellikle yüksek dozlu tek besinli rejimler yerine çok besinden oluşan dengeli ürünleri tavsiye etmektedir. Erkek üremsini artırmaya yönelik doğal ürünün karşılaştırmasını burada bulabilirsiniz.

Erkekler için cinsel gücü artırıcı doğal ürünlerin karşılaştırmasına şuradan ulaşabilirsiniz:

Karşılaştırmayı Oku!

Bazı ürünlerde bulunan yüksek miktardaki günlük L-arginin dozu da erkeklerin sperm üretimine katkıda bulunarak, kuvvetli, sağlıklı ve hareketli sperm hücrelerinin gelişmesine yardımcı olabilir.

Erkek Üremesi için Gıda Takviyesi Karşılaştırması

Piyasada bulunan erkek üremesine yönelik takviyeler kalite ve fiyat olarak çok çeşitlidir.
Hangi ürünlerin zaman ve para harcamaya değeceğini görmek için burayı okuyun

 

Karşılaştırmayı Oku!
boost fertility through relaxation

Stresi azaltın

Psikolojik stres, hem erkek hem de kadınlarda hormon dengesini bozabilir ve idiyopatik (açıklanamayan) erkek kısırlığının bir sebebi olarak özellikle araştırılmaktadır9. Dolayısıyla, çocuk sahibi olmak isteyen çiftlerin hissettikleri stresi ve baskıyı azaltmak için kendilerine düzenli olarak vakit ayırarak, daha sık dışarıya çıkmaları tavsiye edilir.

Yoga ve meditasyon gibi rahatlama egzersizleri, yoğun olmayan iş programı, romantik bir yemek veya sağlıklı yaşam merkezinde geçireceğiniz bir hafta sonu, eşlerden her ikisi için de çok faydalı olabilir ve çiftin birbirine karşı hislerini yeniden canlandırmaya katkıda bulunabilir.

Çift bu özel zamanı birbirlerine ayırarak keyif almalıdır. Başarıyla hamile kaldıktan sonra, uzun yıllar boyunca birbirlerine ayıracakları zaman çok daha kısıtlı olacaktır.

Bol bol uyuyun

Düzenli ve yeterli uyku uyumak da doğurganlık ipuçları arasındadır. Uzun süreli uyku eksikliği hormon dengesizliklerine yol açarak, bazı vücut fonksiyonları üzerinde olumsuz etki yapacaktır. Stres ve kortizol seviyeleri arttıkça, hem erkeklerde10 hem de kadınlarda11 doğurganlık seviyeleri düşer. Dolayısıyla, çocuk sahibi olmayı planlayan çiftler yeterli uyku uyumaya dikkat etmelidir.

Uyku ERKEK doğurganlığını nasıl etkiler?

Kötü uyku alışkanlıkları hem erkeklerde hem de kadınlarda kilo problemlerine de yol açabilir. Obezite erkeklerde sperm kalitesini ve miktarını azaltır.

Uyku KADIN doğurganlığını nasıl etkiler?

Bazı araştırma çalışmalarında, kötü uyku alışkanları ve düzensiz (daha uzun sürelerde) adet görme arasında bağlantı olduğu tespit edilmiştir. Bu durum da doğurganlığın azalmasına yol açar12, 13.

Küçük çaplı bir çalışmada da, gece vardiyasında çalışan hemşirelerde düşük yapma oranının arttığı görülmüştür14.

Korunmayı erken bırakın

Teorik olarak, bir kadın doğum kontrol yöntemlerini kullanmayı bırakır bırakmaz hamile kalabilir. Çalışmalar, kadının adet döngüsünün istatistiksel olarak üç ay içinde normale dönebileceğini, hatta bazen çok daha kısa sürebileceğini göstermiştir.

Doğum kontrol hapını bırakan bir kadının ise, tekrar doğum yapabilecek duruma ne zaman gelebileceğini tahmin etmek çok zordur. Bu büyük oranda kişinin yaşam tarzına ve sağlık profiline bağlıdır.

Hayıt bitkisinin (Latince adı “Agnus Castus”), uzun süre doğum kontrol hapı kullanan bir kadının normal adet düzenine dönmesine yardımcı olabileceği düşünülmektedir15.

Madde kullanımını azaltın

kafeinin doğurganlığa etkisi

kafeinin doğurganlığa etkisi

Kadın Doğurganlığı

Kafeinin kadın doğurganlığına etkilerini araştırmak için pek çok çalışma yapılmıştır16, fakat kesin bir sonuç elde edilememiştir.

ABD’de bulunan ‘Teratojenite Bilgi Servisi’ örgütü, eldeki tüm kanıtların değerlendirilmesi sonucunda, çocuk sahibi olmak isteyen tüm kadınların günde yaklaşık 200 mg’den fazla kafein tüketmemesini tavsiye etmiştir. Bu miktar iki büyük fincan kahveye denk gelmektedir. Coca Cola, çikolata ve siyah çay gibi diğer ürünlerde bulunan kafein de buna dahildir, yani önerilen günlük limite kolayca ulaşılması riski yüksektir.

Kahve tüketiminin kadın doğurganlığına hangi mekanizmalar yoluyla olumsuz etki yapabileceği hala bilinmemektedir. Uzmanlar, kafeinin hormon dengesini bozduğunu düşünmektedir.

Erkek Doğurganlığı

Kadınların aksine, sperm kalitesinin kafeinden etkilenmediği, sadece bazı durumlarda çok yüksek dozlarda kafeinin olumsuz etki yaptığı görülmektedir17. Hatta Brezilya’da yapılan bir çalışmada, kahve içmenin bazı erkeklerde sperm hücrelerinin hareket kabiliyetini artırdığı tespit edilmiştir18.

alkolün doğurganlığa etkisi

alkolün doğurganlığa etkisi

Karaciğer alkolü parçalasa da, östrojeni atık ürünlerine dönüştürme gibi diğer fonksiyonları aynı anda yerine getiremez. Bu durum kadın seks hormonunun aşırı miktarda birikmesine yol açarak, hem erkeklerde hem de kadınlarda doğurganlık açısından olumsuz etkiler yaratabilir19.

Erkeklerde uzun süreli alkol bağımlılığı, sperm kalitesinde geri dönüşü mümkün olmayan olumsuz etkilere neden olabilir20.

Ara sıra alkol kullanımının doğurganlığa zarar verip vermediği sorusu ise hala startışılmaktadır. Dolayısıyla, uzmanlar çocuk sahibi olmak isteyen kişilerin haftada en fazla üç kez alkol almasını önermektedir. İşi garantiye almak ve şansınızı artırmak istiyorsanız, alkol kullanımını tamamiyle kesin.

nikotinin doğurganlığa etkisi

nikotinin doğurganlığa etkisi

Sigara içmek, hem erkeklerde hem de kadınlarda doğurganlığı olumsuz etkiler. Pek çok çalışmada, sigara içenlerin sperm hücrelerinin yumurta hücrelerini döllemede daha etkisiz olduğu, daha çabuk öldüğü ve daha hareketsiz olduğu görülmüştür21.

Bir erkek ne kadar çok sigara içerse hem sperm sayısı hem de spermlerin normal şekilleri (morfoloji) o kadar çok etkilenir.

Sigara içen kadınlarda kan dolaşımı bozulduğu için doğurganlıkla ilgili birçok olumsuz etki ortaya çıkmaktadır. Sigara, hem hormonların üretimini hem de rahim içi implantasyonu olumsuz etkiler22.

Pasif içicilik bile doğurganlığı azaltabilir. Sigara içen hamile kadınların düşük yapma riski daha yüksektir. Ayrıca, hamilelik boyunca sigara içen annelerin bebeklerinin genel sağlık durumu sigara içmeyen annelerin bebeklerine göre daha bozuktur. Bu nedenle, çocuk sahibi olmaya çalışan kadınların kesinlikle sigarayı bırakması tavsiye edilir.

Uyuşturucu satıcısı parayı alırken Yasadışı uyuşturucuların çok sayıda zararlı etkisinden biri de doğurganlığı azaltmasıdır.

Dolayısıyla, yasadışı madde kullanımı bebek sahibi olmaya çalışırken, hamilelik sırasında ve bebek doğduktan sonra her iki eş için söz konusu bile olmamalıdır.

Bir çalışmada, uyuşturucu ham maddesi olan kenevirin menideki sperm hücrelerinin sayısını ve hareket kabiliyetini azalttığı görülmüştür23. Ayrıca, kusurlu sperm hücrelerinin sayısının normalden daha yüksek olduğu tespit edilmiştir.

Aylarca uyuşturudan uzak kaldıktan sonra bile normal seviyelere dönülemediği gerçeğinden yola çıkarak, bu hasarın uzun süreli olduğu gösterilmiştir24.

Kokain ve diğer maddelerin de doğurganlık üzerine benzer etkileri vardır. En kötü senaryoyu düşünürsek, uyuşturucular sperm ve yumurta hücrelerindeki genetik materyale hasar verebilir. Bu bakımdan, eşlerden biri uyuşturucu kullanıyorsa, çocuğun gelişiminde uzun vadede çok zarar verici etkiler ortaya çıkabilir.

Fareler üzerinde yapılan deneylerde, dişi fare döllenmeden kısa süre sonra marihuana aldığında, erkek yavrularında geniş kapsamlı gelişme bozuklukları olabileceği gösterilmiştir25. Marihuana içindeki psikoaktif bileşen de rahime doğru harekete geçen çok sayıda yumurta hücresinin ölmesine veya dölyatağı borusuna (fallop tüplerine) yanlış yerleşmesine neden olmaktadır.

Rahmin dışında bir gebelik oluştuğunda, buna dış gebelik veya tubal gebelik adı verilir ve anne adayı için hayati risk içeren sonuçlar doğurabilir26.

ilaçların doğurganlığa etkisi

ilaçların doğurganlığa etkisi

İnsan vücudundaki hassas hormon dengesini bozan ilaçlar doğurganlığı azaltabilir. Bu uzun listede, pek çok psikotropik ilaç, kortizon, tansiyon ilaçları ve anabolik steroidler yer almaktadır. Kanser ilaçları kalıcı kısırlığa yol açabilir.

Düzenli olarak kullandığınız ilaçların doğurganlığı azaltıcı etkisi olup olmadığını doktorunuza danışmayı ihmal etmeyin. Böyle bir durum varsa, doktorunuzun yönlendirmesi ışığında olası alternatifleri değerlendirmeniz uygun olacaktır.

Tüm kirletici maddeleri azaltın

Yapılan çalışmalarda, çeşitli kirletici maddelerin erkek ve kadınların doğurganlığı üzerinde olumsuz etkisi olduğu defalarca gösterilmiştir. Gıda, toz ve sudaki ağır metaller de, tarım ilaçları ve plastiği yumuşatmak için kullanılan maddeler kadar zararlıdır.

Örneğin, tarım ilaçları ile doğrudan temas halinde bulunan erkek tarım işçilerinin sperm kalitesinde diğer erkeklere göre çok daha sık anormallik oluştuğu gösterilmiştir27.

Sentetik olarak üretilen pek çok madde, kimyasal açıdan östrojenle benzerlik taşımaktadır. En kötü senaryoyu düşünürsek, bu durum erkeğin hormon dengesini bozarak, üretilen spermin hem kalitesi hem de miktarında olumsuz etkiye neden olabilir.

Bu maddeler kadınlarda da doğurganlık seviyelerinin azalmasına yol açabilir. Etrafımızı saran hava bile mobilya, duvar boyaları, dekoratif eşyalar ve ambalajlardan yayılan çeşitli zararlı maddelerle doludur. Yani, bu maddelerden tamamen uzak durmak mümkün değildir.

Ancak, birkaç basit kuralı aklınızda bulundurarak, hava, cilt ve gıdalar yoluyla temas ettiğiniz kirletici maddelerin sayısını en aza indirebilirsiniz.

Mümkün olduğunca taze yiyecekleri ve organik ürünleri tercih edin, fakat sebze ve meyveleri yemeden önce mutlaka güzelce yıkayın. Salata ve lahana gibi sebzelerde, dış yaprakları kullanmadan atın.

  • Pişirmek vitaminleri yok eder ve eser elementlerin çıkmasına neden olur. O yüzden: yiyecekleri fazla pişirmeyin. Mümkün olduğunca dikkatli ve hızlı bir şekilde pişirin. Mümkünse çiğ yemek daha iyidir!
  • Koruyucu ve katkı maddelerinin bulunduğu işlenmiş gıdalardan uzak durun.
  • Gıdaları saklamak ve işlemek için plastik ürünleri mümkün olduğunca az kullanın.
  • Yeni aldığınız kıyafetleri giymeden önce birkaç kez yıkayın.
  • Odaları iyi havalandırın ve oda spreyi kullanmaktan mümkün olduğunca kaçının.
  • Duvar boyaları için düşük çözücülü ürünleri kullandığınızda, PVC yer kaplamaları veya PVC duvar kağıtları kullanmayın.
  • Sadece klor ve yapay misk bileşikleri içermeyen temizlik ürünlerini kullanın.
  • Amalgam diş dolgusu yaptırmayın. Ayrıca, çocuk sahibi olmaya çalışırken ağzınızda amalgamın çıkarılmasını içeren herhangi bir işlem yaptırmayın, çünkü amalgamın çıkarılmasından sonra vücudunuz ilk etapta yüksek oranda civaya maruz kalır.
  • Ton balığı, küçük köpek balığı ve kılıç balığı amino asitler açısından çok zengindir, fakat aynı zamanda yüksek miktarda civa içerirler, dolayısıyla aşırıya kaçmadan tüketilmeleri gerekir.
  • Çalışma hayatınızda her gün toksik veya tehlikeli maddelerle temas halinde olmanız gerekiyorsa, güvenlik talimatlarına tam olarak uymaya özen gösterin.
  • Bluetooth cihazlarından yayılan elektromanyetik radyasyon erkek doğurganlığını azaltabileceği için28 29 ihtiyacınız olmayan zamanlarda Bluetooth fonksiyonunu kapalı tutun.
influence of sex positions on fertility

Daha sık ve tutkulu seks

Kadın doğurgan olacağı evreye girmeden önce erkeğin de bir süre cinsel ilişkiden uzak durmasının gerekli olup olmadığı konusunda uzmanlar uzun zaman ortak bir karara varamamıştır. Ancak, daha sık seks yapmanın aslında daha iyi kalitede sperm üretilmesini sağladığı tespit edilmiştir30.

Kadın seks için hazırsa ve istekliyse, vajinal salgılar spermin hedefine daha kolayca ulaşmasına yardımcı olur. <strong>Aksi belirtilmedikçe</strong>, kaydırıcılar ve kremlerin genellikle sperm hücrelerine zarar verebilecek maddeler içerdiğini unutmayın.

En uygun seks pozisyonu

Çocuk sahibi olmak için en uygun seks pozisyonu misyoner pozisyonudur. Bu pozisyonda, penis vajinanın içinde daha uzağa erişebilir ve sperm hücrelerinin dışarı sızma olasılığı daha düşüktür.

Seks sonrasında kadının birkaç dakika sırt üstü yatmaya devam etmesi ve bir yastık yardımıyla leğen kemiğini (pelvis) vücuduna göre biraz daha yukarı kaldırması tavsiye edilir. Bunun amacı, rahim boynu (serviks) ve rahim vajinadan aşağıda bir açıda bulunduğu için, yerçekiminin sperm hücrelerinin hareketine yardımcı olmasıdır.

Ayrıca, kadın dizleri hafif kırık biçimde yüzüstü yatarken erkeğin kadının vajinasına arkadan girmesi halinde, çok daha fazla sperm hücresinin rahime ulaşması mümkündür. Bu pozisyonda, penis vajinanın içinde daha ileriye ulaşabilir, böylece sperm hücrelerinin rahime varmak için kat edeceği yol kısalmış olur.

Çocuk sahibi olmaya çalışırken, oturma veya ayakta durmayı gerektiren pozisyonlar uygun değildir. Bu pozisyonlarda, yerçekimi kuvveti nedeniyle çok miktarda sperm vajinanın dışına sızacaktır. Bu durumda, nispeten az sayıda sperm hücresi rahime ulaşabileceği için, istatistiksel olarak kadının hamile kalma şansı da azalır.

Bibliography

  1. “Shayeb AG, Harrild K, Mathers E, Bhattacharya S. An exploration of the association between male body mass index and semen quality. Reprod Biomed Online. 2011;23(6): 717-23”
  2. “Wilkes S, Murdoch A. Obesity and female fertility: a primary care perspective. J Fam Plann Reprod Health Care. 2009; 35(3): 181-5”
  3. “Alvarez-Blasco F, Botella-Carretero JI, San Millan JL, Escobar-Morreale HF. Prevalence and characteristics of the polycystic ovary syndrome in overweight and obese women. Arch Intern Med. 2006;166(19): 2081-6”
  4. “http://www.ncbi.nlm.nih.gov/pubmed/14623515”
  5. “http://www.ncbi.nlm.nih.gov/pmc/articles/PMC18832/”
  6. http://www.ncbi.nlm.nih.gov/pmc/articles/PMC3192363/”
  7. “Schachter, A., et al.; Treatment of Oligospermia with the amino acid L-Arginine; Journal of Urology, 110 (3); 310-313; 1973”
  8. “http://www.ncbi.nlm.nih.gov/pubmed/7701414”
  9. “http://www.ncbi.nlm.nih.gov/pubmed/1819998”
  10. “http://www.ncbi.nlm.nih.gov/pmc/articles/PMC3471267/”
  11. “http://www.ncbi.nlm.nih.gov/pubmed/23829562”
  12. “http://www.ncbi.nlm.nih.gov/pmc/articles/PMC2505167/”
  13. “http://www.ncbi.nlm.nih.gov/pubmed/25085801”
  14. “http://www.ncbi.nlm.nih.gov/pubmed/12418990”
  15. “http://en.wikipedia.org/wiki/Vitex_agnus-castus#Current_uses”
  16. “Jensen TK, Henriksen TB, Hjollund NH, Scheike T, Kolstad H, Giwercman A, Ernst E, Bonde JP, Skakkebaek NE, Olsen J. Caffeine intake and fecundability: a follow up study among 430 Danish couples planning their first pregnancy. Reprod Toxicol. 1998;12(3): 289-95”
  17. “Jensen TK, Swan SH, Skakkebaek NE, Rasmussen S, Jorgensen N. Caffeine intake and semen quality in a population of 2554 young Danish men. Am J Epidemiol. 2010;171(8): 883-91”
  18. “Sobreiro BP, Lucon AM, Pasqualotto FF, Hallak J, Athayde KS, Arap S. Semen analysis in fertile patients undergoing vasectomy: reference values and variations according to age, length of sexual abstinence, seasonality, smoking habits and caffeine intake. Sao Paulo Med J. 2005;123(4): 161-6”
  19. “http://www.ncbi.nlm.nih.gov/pmc/articles/PMC3493844/”
  20. “http://www.ncbi.nlm.nih.gov/pmc/articles/PMC3739141”
  21. “Zhou NY, Cao J, Cui ZH, Han X, Cai M, Bao HQ, Li YF, He JL. Effects of smoking on sperm apoptosis and semen quality of adult males in the main urban area of Chongqing. Zhonghua Nan Ke Xue. 2009;15(8): 685-8”
  22. “Soares SR, Simon C, Remohi J, Pellicer A. Cigarette smoking affects uterine receptiveness. Hum Reprod. 2007;22(2): 543-7”
  23. http://www.ncbi.nlm.nih.gov/pmc/articles/PMC3717046/”
  24. “Hembree WC, Nahas GG, Zeidenberg P, Huang HF. Changes in human spermatozoa associated with high dose marihuana smoking. Adv Biosci. 1978;22: 429-39”
  25. “Dalterio SL, deRooij DG. Maternal cannabinoid exposure. Effects on spermatogenesis in male offspring. Int J Androl. 1986; 9(4): 250-8”
  26. “Schuel H. Tuning the oviduct to the anandamide tone. J Clin Invest. 2006;116(8): 2087-90”
  27. “Hossain F, Ali O, D’Souza UJ, Naing DK. Effects of pesticide use on semen quality among farmers in rural areas of Sabah, Malaysia. J Occup Health. 2010;52(6): 353-60”
  28. “Agarwal et.al. (2009) Effects of radiofrequency electromagnetic waves (RF-EMW) from cellular phones on human ejaculated semen: an in vitro pilot study, Fertility and Sterility, Volume 92, issue 4, (pp.1318-25)”
  29. “Gutschi et.al. (2011). Impact of cell phone use on men’s semen parameters. Andrologia, Volume 43, issue 5, (pp. 312-16)”
  30. “Levitas E, Lunenfeld E, Weiss N, Friger M, Har-Vardi I, Koifman A, Potashnik G. Relationship between the duration of sexual abstinence and semen quality: analysis of 9489 semen samples. Fertil Steril. 2005;83(6): 1680-6”
Leave Comment

Your email address will not be published. Required fields are marked *

You may use these HTML tags and attributes: <a href="" title=""> <abbr title=""> <acronym title=""> <b> <blockquote cite=""> <cite> <code> <del datetime=""> <em> <i> <q cite=""> <s> <strike> <strong>

clear formSubmit

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.