Sıvılaşma, spermin dışarı boşaldıktan sonra sıvı hale gelme sürecidir.
Bu durum, meni kesesindeki proteinlerin oluşturduğu jel dağıldığında ortaya çıkar. Böylece semen daha sıvı bir hale gelir. Normal koşullarda sperm örneğinin kalın bir jelden sıvıya dönüşmesi 20 dakikadan az sürmektedir.
NICE yönergelerinde, 60 dakikaya kadar olan sıvılaşma zamanları normal aralıklar dahilinde kabul edilmektedir1
Sıvılaşma süresi neden önemlidir?
Semen jeli sıvı hale gelerek, sperm hücrelerinin servikal mukus içinde daha rahat yüzmesini ve yumurtaya ulaşmasını sağlar.
60 dakikadan daha uzun sıvılaşma süresi hamile kalma şansını azaltabilir, çünkü sperm hareket etmeye başlayamaz. Bu durum mukoz bezi işlevinde bir enfeksiyona veya bozukluğa işaret edebilir.
Gecikmiş Sperm Sıvılaşması’nın klinik önemini anlamak için Post-Koital Test (PCT) adı verilen cinsel ilişki sonrası test yapılmalıdır.

- PCT sonucu normal çıkarsa, Gecikmiş Sıvılaşma için herhangi bir tedaviye gerek yoktur. Sperm servikal mukusa ulaşabiliyorsa, yumurtanın döllenmesi mümkün olacağı için semen sıvılaşma sorunları klinik olarak anlamlı değildir.
- PCT sonucu anormal çıkarsa, bölünmüş meni analizi gerçekleştirilmelidir. Semende sıvılaşma olmazsa potansiyel bir prostat problemi söz konusu olabilir, çünkü meni keselerinde üretilen protein pıhtısını sıvılaştırmak için prostatik salgılardan gelen proteolitik enzimlere (“proteazlar”) ihtiyaç vardır. PCT’de sperm yoksa sıvılaşma problemi ile ilgili başka bir teşhis konulmalıdır.
Erkek doğurganlığı nasıl artırılır?
Erkeklerin doğurganlık potansiyelini artırmak için yapabileceği bazı şeyler vardır. Bunlara örnek olarak, fast food, nikotin ve alkolden uzak durma, düzenli egzersiz, dinlendirici uyku ve stresin azaltılması gibi yaşam tarzı tercihleri sayılabilir.
Buna ek olarak, bilimsel çalışmalar aşağıdaki gıda takviyelerinin alınması halinde sperm sayısında artış olabileceğini göstermiştir:
- Arginin ve Karnitin gibi amino asitler
- Glutatyon ve ko-enzim Q10 gibi antioksidanlar
- çinko ve selenyum gibi eser elementler
- A, B9 (folik asit), C, D ve E vitaminleri
- çam kabuğu özü (Pycnogenol) gibi özler
Bu amino asitler, vitaminler ve eser elementler doğal besinlerdir ve beklenen yan etkileri yoktur. Bunun aksine, bu mikro-besinler daha fazla miktarda alındığında bağışıklık sisteminin stabilizasyonu, kardiyovasküler dolaşıma, cilt ve saç sağlığına pozitif etki gibi önemli faydaları vardır.
Bu nedenle, doğurganlığı artırmak için en az altı ay boyunca mikro-besin açısından zengin bir diyet uygulanmasının tıbbi açıdan hiçbir sakıncası yoktur. Böyle bir beslenme düzeni ideal olarak hamileliğin gerçekleşmesine kadar sürdürülmelidir.
VİDEO: Semen Analizini Nasıl Okuyacağınızı Öğrenin (video serisi, video 2)
Kaynakça
- “Fertility: Assessment and Treatment for People with Fertility Problems. London: RCOG Press. 2004. ISBN 1-900364-97-2.” ↩